KLASİZM
Klasisizmin ortaya çıkışında 17. yüzyıl Fransa’sının sosyo ekonomik yapısı, siyasal koşulları ve o dönemde etkili olan Rasyonalizm (akılcılık) felsefesi çok etkili olmuştur.
Klasisizm, 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmış bir edebiyat akımıdır. Bu akım, “1660 ekolü” olarak da adlandırılmıştır.
17. yüzyıl Fransa’sında 14. Lui, Avrupa’nın en güçlü krallığını kurmuştur. 14. Lui, ülkeyi çok katı kurallarla yönetmiş; siyasal alanda katı kurallar, yasalar egemen olmuştur. Toplum yönetenler (soylular) ile yönetilenler olarak iki gruba ayrılmıştır. Bu dönem Fransa’nında kişi hak ve özgürlükleri, bireysel istekler hiç önem taşımamıştır. Siyasal alanda kural ve yasaların egemen olması edebiyata da yansımış; dil ve edebiyatın kurallarını belirlemek üzere 1634′te Fransız akademisi kurulmuştur. Aynı dönemde filozof Descartes, gerçeğin ve doğrunun ancak “akıl” yoluyla bulunabileceğini savunan Rasyonalizm görüşünü güçlendirmiştir. Ona göre akıl, insan duygularını gemleyen, aşırı duygulara çekidüzen veren tek güçtür. “Uyumlu insan” tipini ancak akıl yaratabilir. Aklın üstünlüğü ve kılavuzluğu kabul edilmeli; aşk, kin, sevinç, keder., gibi tutkular akıl yoluyla frenlen-melidir. Klasisizm, bu koşullar altında ortaya çıkmış bir edebiyat akımıdır.
Klasisizmin Özellikleri:
1. Klasik yazarlar, eski Yunan ve Latin edebiyatlarını örnek almışlar, bu edebiyatların sanatçıları gibi yazmayı amaçlamışlardır.
2. Klasik eserlerde “akıl” ve “sağduyu” önemsenmiştir.
3. “Akıl” yoluyla gerçeğin ve insan doğasının (yaratılışın) incelenmesine önem verilmiştir.
4. İşlenen konunun “gerçek” olması önemli değildir; “gerçeğe uygun” olması önemlidir.
5. Klasik edebiyatta “doğa” kavramı “insan ruhu” anlamında kullanılmıştır. İnsan her yönüyle değil, değişmeyen yönleriyle (evrensel özellikleriyle) ele alınmış; Yunan ve Latin edebiyatlarında insanları etkileyen, heyecanlandıran konuların kendi dönemlerinde de aynı etkiyi yaptığına sık sık işaret edilmiştir.
6. Klasik yazarlar yalnız seçkin ve olgun (aklını, iradesini kullanabilen) kişileri konu edinmişler; bunların dış görünüşlerini değil, ruhsal durumlarını incelemişlerdir.
7. Klasik eserlerde ahlaki bir amaç güdülmüş,erdeme ve ahlaka çok değer verilmiştir. Klasik yazarlar toplumu değil, bireyi olgunlaştırmayı esas almışlardır.
8. İnsan dışındaki her şey (giysi, dekor, doğa görünümü, yerli renk) ihmal edilmiştir.
9. Klasik yazarlar eserlerine kişiliklerini yansıtmamış, okuyucunun ya da seyircinin dikkatini konu içindeki kişiler üzerinde toplamışlardır.
10. Eserler ulusal bir dille yazılmıştır. Ancak bu dil, halkın konuşma dili değil, soylu tabakanın konuşma dilidir. Anlatımda kaba sözcük ve deyimler yoktur.
11. Üslubun her türlü yapmacıktan uzak, süssüz, sade, açık ve sağlam olmasına özen gösterilmiştir. Cümleler, özdeyiş gibi açık ve özlüdür; dilbilgisi kurallarına uygundur.
12. Klasik eserlerde “biçim” çok önemlidir. Bir eserin biçimce kusurlu olması düşünülemez.
13. Aynı konu, birçok sanatçı tarafından defalarca işlenmiş; konuya değil, konunun işleniş biçimine önem verilmiştir. Yunan ve Latin edebiyatlarındaki konular başka başka sanatçılar tarafından ele alınmış, “sanat için
sanat” ilkesine uyulmuştur.
14. Klasisizmin ana türleri trajedi ve komedidir. Eleştiri, özdeyiş, fabl, mektup, felsefi deneme… alanında da eserler verilmiştir.15. Klasisizmde en az gelişen tür romandır.
Klasisizmin Önemli Temsilcileri:
Racine………………………………. trajedi
Corneille…………………………… trajedi
Moliere………………………………. komedi
Bolleau……………………………… manzum mektup,
manzum yergi
La Fontaine………………………. fabl
La Rochefoucault……………… özdeyiş
La Bruyere………………………… portre
Descartes………………………….. felsefi yazı
Pascal……………………………….. felsefi yazı
Madame de la Fayette………. roman
Fenelon…………………………….. roman
Klasisizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri:
İbrahim Şinasi …………………………………… tiyatro
Ahmet Vefik Paşa…………………. tiyatro çevirileri
Âli Bey ……………… tiyatro çeviri ve uyarlamaları
Ne güzel bir ders açgözlülere! Az mı gördük böylelerini eski zamanda Bir gecede zengin olacağız sanırlar da Elindekinden olurlar yok yere!
(La Fontaine’den Çev. 0. Veli Kanık)
Klasik Eserlerden Örnekler:
DÜŞÜNCE ESERLERİ
Bir yazarın bütün hüneri, iyi tarif ve iyi tasvir etmektir. Musa, Homeros, Eflatun, Vergilius, Horatius ancak anlatımları ve tasvirleriyle başkalarına üstündürler. Yazılan şeyin doğal, kuvvetli ve güzel olması için gerçeği anlatması gerekir.
Düşüncelerimizden bir teki birçok biçimlerde anla-tılabilir, ama bunlardan ancak bir tanesi iyidir. Konuşurken ya da yazarken onu her zaman bulamayız. Bununla birlikte, o vardır, ondan başkası zayıftır.
Okuduğunuz bir eser, düşüncelerinizi yükseltir, sizi soylu ve mert duygularla doldurursa, onun hakkında hüküm vermek için başka bir kural aramayınız, eser iyidir ve usta elinden çıkmıştır.
(La Bruyere, “Karakterler” den)
ÖZDEYİŞLER
Yapılmış bir iş ne kadar parlak olursa olsun, büyük bir gayenin ürünü değilse, büyük sayılmamalıdır. Hiç aptallık yapmadan yaşayan adam sanıldığı kadar akıllı değildir…
Kurnazlıkların en incesi, bize kurulmuş olan pusulara düşer gibi görünmeyi bilmektir. İnsanın en kolay aldatıldığı zaman, başkalarını aldatmaya çalıştığı sıralardır.
(La Rochefoucauld, “Özdeyişlerden.)
KLASİK SANATIN TARİFİ
Bir eser, hoş bir şeyle ve insanların genel beğenisine uygun bir tatla dolu değilse, az sayıda bilirkişi tarafından beğenilse de boşunadır, hiçbir zaman iyi bir eser sayılmıyacaktır; sonunda ise bilirkişilerin kendileri, onu beğenmekle yanıldıklarını itiraf etmek zorunda kalacaklardır. Bu hoş şey, bu tat nedir diye bana sorulursa, cevabım şudur ki bu, anlatılmaktan çok duyulan, ne olduğunu bilmediğim bir şeydir. Bununla beraber görüşüme göre bu tat, esasında, okuyucuya ancak doğru düşünceler ve yerinde deyimler sunmaktan ileri gelmektedir. İnsanın kafası tabii olarak doğru hakkında birçok karışık fikirlerle doludur ve çoğu zaman bunları ancak hayal meyal görür ve hiçbir şey bu fikirlerden bir kaçının iyi aydınlatılmış ve açığa çıkarılmış olarak kendisine gösterilmesinden daha hoş değildir. Nedir yeni, parlak, olağanüstü bir düşünce? Bu, hiç bir zaman bilgisizlerin inanmak istedikleri gibi, kimsenin aklından geçmeyen veya geçmemesi gereken bir düşünce değildir. Aksine, herkesin aklına gelmesi gereken, ama yalnız birinin ilk defa deyimini bulduğu bir düşüncedir bu?
Herkesin aklından geçen bir düşünce canlı, ince ve yeni bir tarzda söylenirse ancak değeri olan bir düşüncedir.
(Boileau, Eserlerine yazdığı önsöz’den)
EDEBİYAT DERSİMİZ
Öğrencilerin edebiyat dersiyle ilgili kaynak ve sorulara ulaşabilmesini amaç edindik. Katkılarınızla zaman içinde zengin içerikli bir blog halini alacağımızı umuyorum.
- 10. SINIFLAR DLA YAZILI SORULARI (12)
- 10. SINIFLAR TE YAZILI SORULARI (9)
- 100 TEMEL ESER (1)
- 11. SINIFLAR DLA YAZILI SORULARI (9)
- 11. SINIFLAR TE YAZILI SORULARI (7)
- 12. SINIFLAR DİL VE ANLATIM (1)
- 12. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI (2)
- ANADOLU DIŞI İLK İSLAMİ ESERLER (4)
- ANADOLU NOTLARI- REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1)
- ANLATIM BOZUKLUKLARI (1)
- CÜMLEDE ANLAM (1)
- EDEBİ AKIMLAR (15)
- EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ (1)
- EDEBİYATIMIZDA İLKLER (1)
- EN ÇOK OKUNAN KİTAPLAR (1)
- İMLA KURALLARI (1)
- KASİDE (2)
- NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (1)
- NAZIM ŞEKİLLERİNE ÖRNEKLER (7)
- NOKTALAMA İMLERİ (1)
- ROMAN ÖYKÜ İNCELEME (1)
- RUBAİLER (1)
- SERVET-İ FÜNUN ROMAN VE HİKAYECİLİĞİ (1)
- SES OLAYLARI (1)
- SORUMLULUK SINAVI (4)
- SÖZ SANATLARI (2)
- SÖZCÜK TÜRLERİ (8)
- SÖZCÜKTE ANLAM (1)
- ŞİİR - ABDURRAHİM KARAKOÇ (1)
- ŞİİR - ADNAN YÜCAL (1)
- ŞİİR - AHMET ARİF (5)
- ŞİİR - AHMET HAMDİ TANPINAR (1)
- ŞİİR - AHMET KUTSİ TECER (2)
- ŞİİR - AHMET MUHİP DIRANAS (2)
- ŞİİR - CAHİT SITKI TARANCI (2)
- ŞİİR - CAN YÜCEL (2)
- ŞİİR BİLGİSİ (1)
- ŞİİRLER - ARİF NİHAT ASYA (1)
- ŞİİRLER - BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1)
- ŞİİRLER - BEHÇET NECATİGİL (1)
- ŞİİRLER - CAHİT KÜLEBİ (3)
- ŞİİRLER - ATİLLA İLHAN (4)
- ŞİİRLER - CAHİT SITKI TARANCI (4)
- ŞİİRLER - CEMAL SÜREYYA (3)
- ŞİİRLER - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (2)
- ŞİİRLER - MELİH CE3VDET ANDAY (2)
- ŞİİRLER - NAZIM HİKMET (8)
- ŞİİRLER - NECİP FAZIL KISAKÜREK (2)
- ŞİİRLER - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN (1)
- ŞİİRLER - YAHYA KEMAL BEYATLI (3)
- ŞİİRLER - YILMAZ ERDOĞAN (1)
- ŞİİRLER - ZİYA OSMAN SABA (1)
- TERİMLER (3)
- TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ (1)
19.01.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder