EMPRESYONİZM
19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkan, oradan diğer ülkelere yayılan, dış dünyanın sanatçıda bıraktığı izlenimleri yansıtmayı amaçlayan akıma Empresyonizm (izlenimcilik) denir.
Empresyonizm, önce resimde, sonra edebiyatta etkili olmuş bir akımdır. Empresyonist sanatçılar dış dünyayı olduğu gibi değil de algıladıkları biçimde anlatmayı amaçlamışlar, öznelliği benimsemişlerdir. Onlara göre, bu dünya sanatçılara heyecan ve ruhi dalgalanmalar veren bir uyarıcıdır. Sanatçının görevi, duyduğu heyecanı, ruhi dalgalanmaları dile getirmek olmalıdır.
Empresyonizmin Özellikleri:
1. Empresyonist şiirlerde sözcükler, yepyeni biçimlerde birleşir, bir “fosfor ışığı” içinde yıkanırlar.
2. Empresyonist şairler, şiirde biçime, uyağa önem vermezler.
3. “Sanat için sanat” anlayışını benimseyerek, edebiyatın toplumsal bir görevi üstlenmesine karşı çıkarlar.
4. Empresyonizm, Sembolizmin bazı özelliklerini taşıyan bir akım olarak değerlendirilebilir. Sembolizm akımı içinde yer alan bazı şairler, Emprosyonizmin de temsilcileri olmuşlardır.
5. Bu akım en çok resimde etkili olmuştur. Edebiyatta geliştiği başlıca türler şiir ve tiyatrodur.
Empresyonizmin Önemli Sanatçıları
Arthur Rimbaud
Empresyonizmin Önemli Sanatçıları
Arthur Rimbaud
R. Marie Rilke
Paul Verlaine
Empresyonizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri:
Türk edebiyatında bütün şiirleriyle izlenimci diyebileceğimiz şairler yok sayılır.
Empresyonizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri:
Türk edebiyatında bütün şiirleriyle izlenimci diyebileceğimiz şairler yok sayılır.
Ahmet Haşim,
Ahmet Muhip Dranas,
Cahit Sıtkı Tarancı gibi sanatçıların kimi şiirlerinde bu akımın etkileri görülür.
OFELYA
Yıldızların uyuduğu, sessiz, kara
OFELYA
Yıldızların uyuduğu, sessiz, kara
Dalgalarda Ofelya iri bir zambak,
Yüzüyor tül gibi, uzanmış sulara…
Avcı borularının ezgisinde bak.
Bin yıl geçti Ofelya yine üzgün
Uzun sularda kefen gibi akıyor
Bin yıldır, gündüz, gece deli gönlünün
Hüznünü meltem yellerine döküyor
Yöresinde üzgün nilüferler bazen
Dağıtıyor kızcağızın uykusunu
Bir kanat vuruşuyla dallar yuvadan
Salıyor yıldızların altın şarkısını
(Arthur Rimbaud, Çev. Erdoğan Alkan)
GEÇMİŞ OLA
Hâtıralar, ne istersiniz benden?…
Sonbahar…
Durgun gökte ardıç kuşları uçuşmadalar
Güneşten ölgün ve soluk bir ışık vurmada
İçinde poyrazlar esen sararmış ormana.
Yapayalnızdık, yürüyorduk, türlü hülyalarda,
Saçlarımız ve düşüncelerimiz rüzgârda.
Çevirip güzel gözlerini bana:
“Hangisi? En güzel günün” diye sordu o billur sesi.
Bir melek sesi kadar tatlı, o kadar derin
Hafif bir gülümseyiş
cevap verdi sesine öptüm ellerini,
ibadet edercesine.
— Ah!
İlk çiçekler!
Ne güzel kokuları vardır!
Ne kadar sevimli bir mırıltıları vardır!
Sevilen dudaklardan çıkan ilk evet’lerin!
Paul, Verlaine’den Çev. Orhan Veli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder