EDEBİYAT DERSİMİZ

Öğrencilerin edebiyat dersiyle ilgili kaynak ve sorulara ulaşabilmesini amaç edindik. Katkılarınızla zaman içinde zengin içerikli bir blog halini alacağımızı umuyorum.

7.02.2008

ŞİİRLER

AŞKIMIZ


Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı;
gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.

Hiç düşündün mü belkiyi
Belki, eline en yakışan takı benim elim.
Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim...
Belki sen ve belki ben...

Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan
bir beyaz tutsaklık...
İnsan kendine iltica edebilir mi?

Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri..
Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı.


ADIN BAHARDI


Kente yalnızlık gelirdi sen uyuyunca
Yüzümde mevsim değişirdi uyandığında
Bilmezdin gizliden seni sevdiğimi
Aşkın içimde solardı adın bahardı

Eteğini koştururdun sokağımızda
Sokak sus pus olur sana bakardı
Bilmezdin gizliden izlediğimi
Gözlerim gözlerinden korkardı
Hatırlıyorum adın Bahar’dı

Sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin
Sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin
Bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi
Yüreğim yol boyu ardından ağlardı
Hatırlıyorum adın Bahar’dı.


DEPO ÇAVUŞU KONYALI MUSTAFANIN ŞİİRİ


ağbi, dedi
bir söz var,
dilimle yüreğim arasına sıkışmış
belki on yıl belki onbeş
gider gelir
usumun uslanmayan yerlerine,
bir şiirinde, dedi
yazarsan, dedi
çok makbule geçer
belki makbul saymayacağım bu isteğim,
yazarsan eğer, dedi
şöyle kocaman harflerle:
İSYANLARDAYIM, diye
kepime yazdığım gibi şöyle,
o kepi hep çıkarırız
ne zaman ismin anılsa hanemizde...
olur dedim be çavuşum,
yazarız...
şiir dediğin kimin içindir mustafa?
BİR NEVİ OTUZÜÇ YAŞ ŞİİRİ


Artık kısa pantolonlu çocukları
Gençlik parkına götürmüyorlar
Ve anneler trafik lambalarında köylü değiller o kadar
Locadaki farelerden bile kemirgen
Gişeci kadın nur sinemasında
En sevdiğim karate filmi
Tek kollu kahramanımızdı vang yu
Ve ondan çok kollu doğmuştu bruce lee
Ki genç yaşta kaybettik kendisini

Ulan falkonetti seni bir elime geçireceğim var ya
Elektrikler kesilir zengin ve yoksul’un tam ortasında
Ve’nin tam üstünde yani
Hasstir dense de derinden yurttaşın
Elektrik idaresindeki yurttaşa ne o yurttaş
Zırpa pırta elektrik kesiliyor
Diyebilesi yoktur ki

BİRTEK KOKUDUR GEÇMEYEN ZAMANLA
HER DUYULDUĞUNDA
BİRAZ DAHA KESKİNLEŞEN

O zaman amerikan arabaları bizim evin önünde
Dolmuş eylerken caddeyi
Ümit besen de film yapar niye yapmasın ki furyadır bu
Ama seyretmek suça giriyor canım annem
Zaten bu yumurtalı sandöviçlerle
Kesin kovarlar bizi ki
Korkarım her şiire konuk olacak
Mahur bir otlupeynir kokusu süreyya sinemasında
Mübarekler pikniğe gelmişler
Hayır benim kokoş teyzem
Mübarekler hakkari’ den gelmişler

Okul bitimlerinde çamsakızı ağlamalar yok artık
Filiz beni unutma ki hakkari
Unutulmaya müsait bir yerdir
Mektup yaz yoksa çok kurak geçecek bu yaz
Hep saklayacağım hatıra defterime yazdığın
Yazının yanındaki kan damlayan kalbi
Seni seviyorum filiz
Yemin et! bak vallahi!

Yok artık bu kendini şaşırmış
Kendi edasını kendisi bozan cümleler

Niyazi’nin kısalığı uzunların problemi
Aynı zekanın sırasında oturuyoruz
Bozkırımın çilli çocuğuyla avukat oldu sonra
Kimin neresine değer bu nostaljik kırıntılar
Herkesin sandık odası kendine gizemli
Ama kolejli çocuklar nasıl sevişiyor
Ve kızlar yine kolejli onlarda ve taş gibi
Bu kız var ya insanın sevgilisi olsa
Uyku tutmaz adamı
Ama rüyasında başka bir lavuğa vermesin hesabı
Yükseliş’in tuvaletinde kız resmen düşük yapmış
Tabii fevzi de yok
Hepimizin bayıla bayıla yuttuğu
Kolejli çocuk yalanlarını söylesin
Ona kalsa artık sevişmese de olur
Bütün okulu getirip götürmüşlüğü var
Düzliseliliğimize cintonik içiyoruz
Paralı palavralarıyla fevzi’nin
Kolejliden darbe yeme işi ilerideymiş
O zaman bilmiyoruz tabii

Haluk o zaman araba sahibi
Ki biz bisiklet kavgası yapmaktayız daha
Ağbim mustafa’yla
E tabi mobilya dükkanı beş katlı olunca
Olsun yakışır kardeşime ki bazı tandır ısmarlıyor
Siteler dükkana gidince
Nerden baksan kolası ayranı filan
Epey para tutuyor konyalı’dan et yiyorsun kolay değil

Ah pınar! diye girmeli o sokağa
Ey kalçası kendinden güzel kendinden bağımsız insan
O kotu giyiyorsun ya senin değil
Bizim üstümüze
Yapışıyor
Ki levis o zaman herkeste yok
Biz yerli malı dandik kotu
Çamaşır suyuyla amerikanlaştırıyoruz o devir ve
Bir konvers almışım elden düşme ağlaya sızlaya
Babaannem hiçbir marka bilmiyor
Bu pırtıkları mı aldın diyebiliyor konversim hakkında
Ve bir de filiz vermiş pınar’ın annesi bak sen
Ve kader ve songül ve nazire
Ve şu anda adını sayamadığımız
Diyarbakır mantalitesinin kız çocukları
Yakantop en erotik eğlencedir bize

Ah be melike geçme burdan çekirdek çitleye çitleye
Biliyorsun fena oluyor yakan topun
Ateşli kısmı sen gelince
Annesi kuaför ya deli ediyor melike mahallenin istediği zaman fön çekemeyen kızlarını

SENİN GİBİ GÜZELİNİ BİR DAHA
GÖREMEYECEĞİMİ BİLSEM
NE ARTİSTİ BE
KAPINA MENTEŞE OLURUM

Biliyorum aradan yirmi yıl geçti
Bilmiyorum hangi manasız adamlarla seviştin
Biliyorum çok geç oldu kalkacağız bu dünyadan
Ama seni seviyorum melike
Bu şiire biryerde rastlarsan mutlaka beni ara

Başak dediğin dünyanın en genç orospusu
Sokaktan geçen saçının arkası uzun çocuğu kesiyor
Benim elimi tutarken ki orta ikide henüz
Ben lise birdeyim ki saçlarımı ortadan ayırmaya
Cesaretim yok daha
Seni seviyorum diyor yalandan
Vallahi bak diye and veriyor sahtekar
Ve sahtekarlık benim küçük aşüfteme o kadar yakışıyor
Ve ben kadınların sahtekarlıklarına inanmaya
Öyle erken bir yaşta başlıyorum ki
Biliyorum gülücüğünde tüm erkeklere yer var
Başak’ın

Ama gel gör ki ben o zaman
Böyle entelektüel bakmıyorum hadiseye
Tabii diyorum oğlu sende
Bu burun olduğu müddetçe
Ve skoda bacak durumun düzelmedikçe ki
Herşeyin ameliyatı var bunun yok
Hiçbir kızı tümüyle çıplak göremeyeceksin
Peki saçlarımı ortadan ayırsam?
Gitmez olum manyaklaşma senin kafan üçgen
O vakit doğumgünü partisi yapmaktır tek çare ki
Bu sene benim üçüncü doğuşum olacak bu
Ota boka parti veriyoruz dans ederken ilhan
Bir bacağını sabit tutacaksın akabinde tak
Bacağın kızın iki bacağı arasına sızıyor iyi mi
Önce müzük eye of the tiger yeni çıkmış
Ve bittabii sade kola içiliyor o zaman kızlarla
Ortamda içki varsa zaten büyük hadise
Daha kabız zamanlarımız o zaman, o da şundan
Hani pederden gizli tuvalette sigara içmeler sırasında
E malum tuvaleti frost oluyor
Sigara zayi olmasın sebebi o soğukta
Uzayan tuvalet seansları kabız etti netice
Peki hep mi tuvalet ihtiyacı
İclal yengenin yemekli gecelerinde
Az ye hayvan gören de
Seni evde aç bırakıyoruz zanneder
Ama bu börek değil be kardeşim başka bir şey
Ecevit diyor naif amcam bu işi götürür kadrosu var
Demirel’in yok mu
Koskoca demokrat parti tecrübesi var
Ecevit erbakan’la işe girerse sonu olur bence
Ben onu demiyorum kardeşim diyor necdet amcam ki
O ağbeysine kardeşim dediğine göre kesin hır çıkacak

Allahım ne çok aktif siyaset bu
Pasif insanların hayatında
Kaç hükümet düşürdü kaç devrim yaptılar
Tavuk etli rakı sofralarında küçüklüğümün
Bu kadar sever misin memleketi?
Al! Şımardı işte!
Hadi gel dee hala mı demirel geyiğine girme
O zaman demirel başbakan olarak var ve
Spor yaptığına dair hiçbir emare yok

Yok artık o rakı sofralarındaki
Umutlu umutsuzluk
Hep parayı buldun bulamadın muhabbeti şimdiki

Sülün abla senin kıymetini o astsubay bilmez
Perdenin aralığında görmedi ki seni
Evlendiniz sen de lök diye soyundun
Kostüm zorlama ışık berbat
Hiçbirşey sahiden olmuyor
Ama bizim filmimiz öylemiydi seninle
Yatardık sotaya pencerenin önüne
Ürpertir soğuk gece şehvet neyse işte
Senin odanın ışığı yanar
Nasıl çapkın yüzlük bir ampul
İlk gülme efekti belirir gecede
Hemen susturulur kıkırdayan bizzat gece tarafından
Bir an kaybolur odanın kırsalında
Oyalanırsın on saniye kadar
Derken bir dönersin ki bizim perde aralığına
Allahım sutyen katına!
Ve sülün bir beyaz sutyendir ergenlik çağımın adı
Hani senin assubayın görmediği bile
Hani o gerdek karanlığında alelacele çıkarıp
Yastığın altına tıkıştırdığın
Ben sende kadın meselesini sevdim biliyor musun
Şimdi bırak bu ayakları diyeceksin
Ama samimi söylüyorum
Senden öğrendim tenimde kadın ne iş yaparmış
Eyvah dedim ben şimdi hep bundan isterim
Eteği de mi çıkardın
Yok canım bu kadarına dayanmaz
Uzayan sokağın abazanları
İşte düşleri de gerçeği de öldürecek kadar soluk
Ve bir son yazısı kadar sevimsiz gecelik
Örttü meselenin üstünü.
Yani demem o ki sülün ablam
Biz bilirdik kıymetini
Assubaya verdiler o başka

Bir fiyakayla geldiler seni istemeye
O zaman sıteyşın reno yeni çıkmış
Bagaj kısmında çocuk taşımak marifet o zaman
İşte besili papyonlu bir yeğeni oraya çıkarmışlar
Sen de bizim arabanın kafa sallayan köpeği ol misali

Gittin netice
Sıteyşın bir kederle
Bir daha ne senin kıymetin bilinir
Ne de biz yatabiliriz herhangibir kimseyle
Senin beyaz sutyenin olmadan...

Yok artık kaldırımlarda çekirdek çitleyip
Ayıp şeyler konuşan mahalle çocukları
Teknoloji diyorlar bilgisayar internet şu bu
Eğer geçmemişsen
İnteraktif bir kahve muhabbetinin eleğinden
Senden bibok olmaz açık söyleyeyim
Yalanı yüzde görmek gözde tanımak dolanı
Diye bir şey vardı ki çetleşmelerde bulunmaz
Yok artı subayevlerinin
Salkım tadında dizilmiş bahçelerinden
Gül çalan varoş romantikleri
Kurutup karşılıksız aşklarına vandallayan
Çağla çalmaya gider mi insan babasıyla
Tam dallas’ın oynadığı saatte ki o saatte
Apartmanı götürsen kimsenin ruhu duymuyor
Eee kolay mı olum lusi’ye rey amcası kaymış
Gerçi o sıra amcası olduğunu bilmiyormuş
Ama olsun netice değişmez
Islak çağlalar cepleri nemlendiriyor ya
Nasıl bahar oluyor anlatamam
Veya kırmızıyla daha dün tanışmış bir kiraz tanesinin
Ki cennetin afişi bir gün yapılacaksa
Mutlaka bu kiraz tanesi de bulunmalıdır
Ağza getirdiği bayram sabahı ekşiliği
Ben seni denedim demiştin ya yeter mi sana
Hala utanırım hatırladıkça
Hani kendi kirazlarım dururken
Senden istemiştim de hani....neyse utandım yine.

Yok artık golf sahası ki
Kalın duvar dikenli tel ardından izliyoruz
Elin amerikalısının bizim mahalledeki golf maçını
Tam yirmi yıl golf sahasının kıyısında oturdu ama
Golfün nasıl oynandığını hala bilmez mahalleli
Bazan aralardan kaçak sızmalar yapardık
Hani gelincik toplama hesabına

VE ANCAK BENİM ÜLKEMDE
KOVALAR ÇOCUKLARI BEKÇİLER
ÇİÇEK TOPLUYORLAR DİYE...

hele bir de golf topu bulduk mu tamamdır
lan oğlum bu topla ne oynuyor bu kerizler

sonra kaldırdılar dikenli telleri
açıldı halkımın parkı halkıma
ama bir daha
asla
gelincik bitmedi orada
bu da kıssamızın acıklı hissesi
bizde faiz yok
hata payı veriyoruz...

ve sevmeyi ne çok severdik
kızları, memleketi
ve faşistlerden ne çok nefret ederdik
faşist dediğin de kurtlu murtlu
elmanın öbür yarısı işte
daha sümüğümüz pantolonumuzda kurumamış
elimizde leo huberman sosyalizmin alfabesi
çeviriyoruz geleni geçeni
hoop nereden geliyorsun bilader
sağcı mısın solcu mu
ben hiçbirşeye karışmıyorum ağbi
yıkın bu ipneyi ot bu!

romantik şiddet diye bir şey vardı yok artık
şiddet öküzleme bir şiddet işte

HERKES KATİL OLDU SONUNDA
OYSA BİR ARA
BAZILARI KAHRAMANDI.

Kim sallar bu kağıt yokluğunda
Çok bölümü tuvalet kağıdına yazılmış şeyleri
Çünkü akasyalar da yok artık
Nasıl açardı bir orospunun
Orasını burasını açması gibi
Bahardan önce gelip baharı çekiştirir gibi

Akasyalar
Yazlık sinemasında ömrümün
Afişi olmalıdır çocukluk bölümünün
Zaten iyi insan bir sevdiği artisti unutmaz
Bir de akasyaları
Eğer ki çocukluğuna açmışsa
Yenir de o biliyorsun
Ondan sonra ne zaman bir kız elini tutsa
Hatırlarsın tadını

Neyse geç oldu ağbiyciğim
Şimdilik bırakalım
İstersen bırakma kağıt bitti zaten
Ama ömür bu hep yazmaya sebep
Nasılsa devam edeceğiz
Yazmaya.
Yaşamaya.


ALKOL İKİNDİSİ


Biz ne zaman içsek,
Köfte geç gelir
Ve oturur muhabbetin terkisine
Çıplak bir efkar sözcüğü

Biz ne zaman içsek,
Sabah akar meycinin cebine
Günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir aslında.
Dışımızda bronz bir akşam sözcüğü,
Çırıl bir efkar sözcüğü
Delikanlı kıvamında sevda değilse de
Tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık
Biz ne zaman içsek,
iç değilizdir aslında.

Bu alkol ikindisi şiirle
Şimdi burda açılsaydın
Adımın baş harfi gibi
Belki ağustos kokardı ağustos
Sen,
Fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara
Senine boyuna sevilmiş sen
Yalanı sevdasından büyük sen
Bir bil-sen.

Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz
Genzimizde göl gözyaşları
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir aslında.

Dışımızda bronz bir İzmir akşamı...
EY HALKIM !


Sevidir öz türkçe
Tüm belaların mümessili
Her dilde aynı sızıyı hatırlatır
Yalnızlık
Bakma kemik sesidir sesimin içine sızan
Kırılmaktadır sabah akşam
Eklemlerim fire vermektedir ek yerlerinden
Ruhumdaki
Dikiş izleri belli olmaktadır
Evet değirmende bir başak kederidir un
Ama suyla hamur olacak bir şey değildi bu kördüğüm...
Sen bir sokak oluyorsun bazı
Bazı bir koku
Birinin saçına sinen
Sen bir şaka oluyorsun bazı
Durup dururken aklıma gelen
Sen bir çift göz oluyorsun bazı
Bir tek sözü bile aklında tutamayan
Herkes kötü davranıyor bana
Sözüm kesiliyor
Ve kanıyor en zayıf harfinden
Saçım çekiliyor
Yüzümden
Herkes bana kötü davranıyor
Yalnızlığım ki,yirmidört saat birlikteyiz
Kendisiyle
Bazı o bile uğramıyor
Asıl gelmeyince gelen
Bir ölüm haberi gibi
Ağaçlarım sökülüyor sonra
Başka yere ekilecekmiş süsü veriyor
Kuru dallarımın pişmanlığına
Ellerime yapraklar dökülüyor
Hak edilmiş bir sonbahardan
Herkes bana kötü davranıyor
Uğradıklarında anlıyorum
Görmezden geliyorlar
Yol uzun vakit kalmıyor bana
Ayaküstü kalbimi kırıp gidiyorlar
Ağzımda kendi gözyaşım birikiyor
İçin için bir tuz tadı
İçin bu kayıplar içinizden geldiği gibi
Üzülmeniz için
Herkes sevsin istedim beni
Suç işledim masa örtülerime
Süs mahiyetinde
Kimseyi sevemedim uluorta
Suç işledim kayıtlara geçti
Geçti gitti bir ömrün
Henüz bilmiyorum ne kadarı
Cezadır ey halkım
Çekilir tenimden
Tez elden hazırlanır doktora
Kendini ele veren tezler
Konumuz yoktur ey halkım
Konuşmacınız yalnızlık illetinde
Yazılarına bir süre zarar verecektir
Kendisi yıllık gizinde
Kar bile yağmaz
Kış kendini tanımlamaz
Akdenizin zedeli mevsimlerinde
Seyrine buğu dayanmazdı oysa
Çocukluğum
Lapa lapa bir seyirliktir
Komikliğimiz yoktur ey halkım
Komiğiniz kar izindedir
Kadındır
Saçlarında birbirine karışır teller
Sevgilinin tellerine bakışlar konar
Herkes sevdiğine canım
Böyle mi yazar?
Aşkımız yoktur ey halkım
Sevdalınız şıllık izindedir
Yazımız yoktur ey salkım
Üzümlerimiz üzünç içinde
Şarap meylindedir
Şiirimiz çoktur ey halkım
Şairiniz acı çekmektedir.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi