NOKTALAMA İŞARETLERİ
Yazıda karışıklıkların önüne geçmek, yanlış okumayı önlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, cümlenin yapısını ve duraklama yerlerini belirlemek, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek için kullanılan işaretlere noktalama işaretleri denir.
Yazıdaki trafik işaretleri olarak da tanımlayabileceğimiz noktalama işaretleri şunlardır:
1. NOKTA ( . )
1. Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.
Artık o, ne üniformalı bir başkumandan, ne fraklı ve beyaz kravatlı bir devlet başkanıydı.
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Panorama)
Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu.
(Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu)
Ancak, duraklamanın daha az yapıldığı sıralı cümlelerde nokta yerine virgül veya noktalı virgül konur: At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
2. Kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yard. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkaları, ve benzerleri, ve bunun gibi); T. (Türkçe), Alm. (Almanca), Ar. (Arapça), Far. (Farsça), Fr. (Fransızca), İng. (İngilizce), Lât. (Lâtince) (bk. Kısaltmalar).
Ancak, bazı kısaltmalarda nokta kullanılmaz: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu); KB (Kutadgu Bilig), TD (Türk Dili); B (batı), D (doğu), GB (güneybatı), GD (güneydoğu); m (metre), cm (santimetre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), hl (hektolitre); C (karbon), Fe (demir) (Ayrıntı için bk. Kısaltmalar).
3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci), IV. (dördüncü); II. Mehmet, XIV. Louis, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak (bk. Sayıların yazılışı 6).
UYARI: Cadde ve sokak numaralarında nokta mutlaka kullanılmalıdır. Nokta kullanılmadığı takdirde yukarıdaki örneklerden 2 adet cadde, 20 adet sokak anlaşılır.
4. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur: I. 1. A. a.
II. 2. B. b.
5. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923.
Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923.
6. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren 09.15'te kalktı.
Tören 17.30'da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonra başlayacaktır. (Tarık Buğra)
7. Arka arkaya sıralanan virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan sadece sonuncu rakama nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII – XIV. yüzyıllar arasında.
8. Bibliyografik künyelerin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Ankara 1960.
9. Üçlü gruplara ayrılarak yazılan büyük sayılarda gruplar arasına konur: 16.551.000, 22.465.660. Gruplara ayrılan sayılarda nokta kullanılmaması da mümkündür (bk. Sayıların yazılışı 4).
10. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5 = 20
2. VİRGÜL ( , )
1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.
(Halide Edip Adıvar, Kalp Ağrısı)
Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Bir varmış, bir yokmuş.
Umduk, bekledik, düşündük.
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.
(Falih Rıfkı Atay, Denizaşırı)
3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur:
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz.
(Mustafa Kemal Atatürk)
4. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur:
Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Panorama)
5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:
Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.
Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.
(Mustafa Kemal Atatürk)
6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
(Ahmet Haşim)
Kopar sonbahar tellerinden
Derinden, derinden, derinden
Biten yazla başlar keder musikisi
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ancak, ikilemelerde kelimeler arasına virgül konmaz: akşam akşam, yavaş yavaş, bata çıka, koşa koşa.
7. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerden sonra konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi.
– Bugünlük bu kadar her gün üç mermi, diye düşündü.
(Tarık Buğra, Küçük Ağa)
8. Konuşma çizgisinden önce konur:
Hatta bahçede gezen hanımefendi bile işin farkına varıp,
– Nen var senin çocuğum, diye sormak zorunda kaldı.
(Haldun Taner, Hikâyeler)
9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, yoo, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.
Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.
(Yahya Kemal Beyatlı)
— Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi.
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.
(Halit Ziya Uşaklıgil, İzmir Hikâyeleri)
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.
(Reşat Nuri Güntekin, Bir Kadın Düşmanı).
11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir.
(Mustafa Kemal Atatürk)
Sayın Başkan,
Sevgili kardeşim,
Değerli arkadaşım,
12. Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur:
Türk Dil Kurumu Başkanlığına,
13. Yazışmalarda, yer adlarını tarihlerden ayırmak için konur:
Kuşadası, 7 Şubat (Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu)
14. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş tam, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş) (bk. Sayıların yazılışı 5).
15. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basım evi vb. maddelerden sonra konur:
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitap Evi, İstanbul 1938.
Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara 1958.
UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de, sonra da virgül konmaz:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa, Mahşer)
3. Noktalı virgül ( ; )
1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. Sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden. İş işten geçti; artık gelse de olur, gelmese de.
3. Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakû.
4. Kendilerinden evvelki cümleyle ilgi kuran ancak, yalnız, fakat, lâkin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlaçlarından önce konur:
Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz.
(Yahya Kemal Beyatlı)
Bir millet ordusunu kaybedebilir, bağımsızlığını da kaybedebilir; fakat dilini sakladıkça o millet yaşıyor demektir.
(Nihal Atsız, Türk Ülküsü)
* * *
Sıralı cümleler arasında ancak, fakat, çünkü vb. cümle başı bağlayıcılarından önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. Bu husus, yazarın üslûptaki tercihiyle ilgilidir.
4. İki nokta ( : )
1. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur: Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.
Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü!
(Falih Rıfkı Atay, Çankaya)
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...
(Falih Rıfkı Atay, Çankaya)
2. Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:
Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
(Mustafa Kemal Atatürk)
Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim.
(Falih Rıfkı Atay, Denizaşırı)
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Yahya Kemal Beyatlı)
3. Kütüphanecilik alanında yazar adı ile eser başlığı arasına konur: Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz, Falih Rıfkı Atay: Çankaya, Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Yaban, Faruk Nafiz Çamlıbel: Bir Ömür Böyle Geçti (bk. Virgül 15).
4. Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.
5. Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adından sonra konur:Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
Üstten gök çökmedikçe
altan yer delinmedikçe
ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?
Koro : Göğe erer başımız
başınla senin !
Bilge Kağan: Ulusum birleşip yücelsin diye
gece uyumadım, gündüz oturmadım.
Türklerim Bilge Kağan der bana.
Ben her şeyi onlar için bildim.
Nöbetteyim !
(A. Turan Oflazoğlu, Anıtkabir)
6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50.
5. Üç nokta ( ... )
1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:
Ne çare ki, çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da, bu yanı...
(Tarık Buğra, Dönemeçte)
2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.
B..., 7 Nisan (Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu)
Arabacı B...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu.
(Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur)
3. Alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur:
Mümtaz, bu dükkâna bakarken hiç farkında olmadan Mallarmé'nin mısraını hatırladı: "Meçhul bir felâketten buraya düşmüş..."
(Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur)
Alınmayan kelime ve bölümlerin yerine yay ayraç içinde üç nokta konması da mümkündür.
4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun muhayyilesine bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:
Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altındaki dağlar, korular, beyaz yalılar... Ve bütün bunların üzerinde bir esatir rüyasının havaî hakikati gibi uçan martı sürüleri...
(Ömer Seyfettin, Bahar ve Kelebekler)
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
(Faruk Nafiz Çamlıbel, Han Duvarları)
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
(Faruk Nafiz Çamlıbel, Sanat)
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medenî cihanda, lâyık olduğu mevkie is'at etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek...
(Mustafa Kemal Atatürk)
5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali... Koca Ali, be!...
(Ömer Seyfettin, Diyet)
6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:
— Yabancı yok!— Kimsin?— Ali...— Hangi Ali?— ...— Sen misin, Ali usta?— Benim!...— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?— Hiç...— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa !...— !...
(Ömer Seyfettin, Diyet)
UYARI: Türk imlâsında iki nokta yan yana kullanılmaz.
6. Ünlem işareti ( ! )
1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur:
Ne mutlu Türküm diyene! (Mustafa Kemal Atatürk)
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı
Hepsi başka biçimde!
(Kemalettin Kâmi Kamu)
Hava ne kadar da sıcak!
Aşkolsun!
Ne kadar akıllı adamlar var!
2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:
Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri!
(Mustafa Kemal Atatürk)
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)
Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
(Necmettin Halil Onan)
Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
3. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:
İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!)
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
7. Soru işareti ( ? )
1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur:
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?
(Faruk Nafiz Çamlıbel, Yolcu ile Arabacı)
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
(Ahmet Haşim, Merdiven)
Atatürk bana sordu:
— Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?
(Falih Rıfkı Atay, Çankaya)
Soru, vurguyla belirtildiği zaman da soru işareti kullanılır:
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
Soru bildiren cümle veya sözlerde bazen cevabın ne olacağı sözün gelişinden belli olur. Bu tür cümle ve sözlerin sonunda da soru işareti kullanılır: Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?
Yoksa bu sözümde yalan var mı?
(Bilge Kağan)
2. Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?).
Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaşamıştır (1208 ?-1284).
(Türk Dünyası El Kitabı)
3. Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda yay ayraç içinde soru işareti kullanılır:
Ankara'dan Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.
1496 (?) yılında doğan Fuzulî ...
UYARI : mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığı zaman soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.
Alp Er Tonga öldi mü
Esiz ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur.
Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı.
(Haldun Taner, Onikiye Bir Var)
UYARI : Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı?
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ruhunu karartan neydi, yağmur mu yağıyordu; yoksa şimşekler mi çakıyordu?
8. KESME İŞARETİ ( ’ )
Özel isimlere eklenen çekim eklerini ayırmak için kullanılır.
Mustafa Kemal’e, Ankara’yı, Türkiye’de, Kızılırmak’ı, Mamak Caddesi’nde...
Ancak kurum ve kuruluş adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz:
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Mamak Anadolu Lisesi Müdürlüğüne, ............... Başkanlığına, ................ Dekanlığına, ............... Rektörlüğüne, ................... Kurumundan
Yabancı isimlere getirilen yapım ve çekim ekleri okunuşa göre belirlenir ve kesme işaretiyle ayrılır:
Shakespeare’in, Moliere’e, Honolulu’
Kişi adlarına sonradan eklenen unvanlara eklenen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz.
Zeynep Hanıma, Ayhan Beyden, .......... Efendinin, ............... Paşayı...
Sert sessizle biten özel isimlere ünlüyle başlayan ek getirildiğinde ismin son sesi korunur, ama söyleyişte yumuşama olur.
Zonguldak’ı (Zonguldağı), Sinop’a (Sinoba), Ahmet’in (Ahmetin)
Özel ismin yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve eki de kesme işaretiyle ayrılmaz.
Yabancı isimler hariç diğer özel isimlere yapım ve çokluk ekleri getirilerek yapılan kelimeler büyük harfle başlar ve ekleri de kesme işareti ile ayrılmaz. Bu eklerden sonra gelen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz.
Türklük, Türkçü, Türkleşmek, Türkçülüğün, İslâmlaşmak, Türkolog, Darvinci, Sivaslı, Ankaralı, Ankaralıdan, Türkçecilik, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Mustafa Kemallerden, Ereğliler...
Bu özel isimler, türetilen kelimenin içinde kalıyorsa büyük harfle başlamaz:
Panislâmizm, Panturanizm, Pantürkizm...
Özel isimlere eklenen –lı, -siz, -ci yapım ekleri kesme işareti ile ayrılmaz:
Ankaralı, Atatürkçü, İstanbulsuz...
Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen ekler okunuşa göre belirlenir ve kesme işaretiyle ayrılır:
DSİ’ye, ÖSS’de, TCDD’ye, TBMM’nin...
Küçük harflerle yapılan kısaltmalarda kelimenin okunuşu esas alınır:
kg’dan, cm’yi, mm’den
Ancak büyük harfle yapılıp da okunuşu esas alınan kısaltmalar da vardır ki bunlar bir kelime gibi telâffuz edilebilmektedirler:
ASELSAN’a, BOTAŞ’ın, NATO’dan, UNESCO’ya...
Sonunda nokta bulunan kısaltmalardan sonra kesme işareti kullanılmaz. Ek kelimenin okunuşuna göre belirlenir:
vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.dan
Sayılardan sonra gelen ekler de kesme işaretiyle ayrılır. Sıra sayılarında hem nokta hem kesme kullanılmaz:
1972’de, 1881’de, 2000’den, 12’nci...
Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla gösterilir:
Onar, beşer, yüz yirmişer, yüz ellişer milyon...
İki kelime sonradan birleştirildiğinde ve (özellikle şiirde vezin gereği) bu kelimelerden ikincisinin ilk ünlüsü düşürüldüğünde düşen ünlünün yerine kullanılır:
ne oldu → n’oldu, ne etsin → n’etsin, ne eylesin → n’eylesin, Karacaoğlan → Karac’oğlan (Şiir dışında Karacaoğlan’dır.), düştü mü ola → düştü m’ola...
Özellikle belirtilmek istenen ek, harf ve kelimelerden sonra kullanılır:
A’dan Z’ye, -daş’la türemiş kelimeler...
Bazı kelimelerde b’nın m’ya dönüştüğü görülür.
Ne’nin belirtisiz nesne olarak kullanımına örnek verin.
(Aldığı ekle bir başka kelime ile karıştırılabilecek olan kelime köklerinden sonra kullanılır:
Tava’nın rengi neden böyle olmuş?
Bilgi’nin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak gerekir.)
Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığı zaman kesme işareti yay ayraçtan sonra konur:
Yunus Emre (1240?-1320)’nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nin
Ancak cins isimlerinden sonra yay ayraç geliyorsa yay ayraçtan sonraki ek kesmeyle ayrılmaz:
İmek fiili (ek fiil)nin
9. TIRNAK İŞARETİ ( “ ” )
Başka birinin yazısından veya sözünden, hiç değiştirilmeden yapılan aktarmalar tırnak içinde gösterilir. Alıntı cümle(ler), büyük harfle başlar, noktayla biter. Alıntı cümleye ait olan noktalama işaretleri tırnağın içinde kalır. Asıl cümle de daha bitmediği için küçük harfle devam eder:
Yaşlı kadın, “Yetişin!” diye bağırdı.
Şinasi, Halil Bey'e biraz rahatlık vermiş gibiydi. “Yatsam, acaba uyuyabilir miyim?” diye düşündü, yatıp da uyuyamamaktan korktu; ama korktuğu başına gelmedi. Sabaha kadar yattı, hem de uyudu. (Memduh Şevket Esendal, Saide)
Genç, esmer kız, yeni neslin son Türk kadınlarının o asla tatmin edilemeyecek olan ebedî kederiyle bulutlanan siyah gözlerini kitabından ayırmayarak,"Okuyorum büyükanneciğim." dedi. (Ömer Seyfettin; Bahar ve Kelebekler)
Aşağıdaki cümlelerin hangisi “İlkbahar en güzel mevsimdir.” cümlesiyle yüklemin türü bakımından benzerlik gösterir?
Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır:
“Küçük salonun fes renginde, kalın, ağır perdeli penceresinden dışarı, muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema... Çiçekli ağaçlar... Uyur gibi sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar...”
“Birden, üç dişi kalan buruşuk ağzını açtı. Esnedi. Bir mumya uzvu kadar sararmış, katılaşmış elini başına götürdü. Kahve rengindeki yemenisinin altında daha beyaz görünen saçlarına dokundu. Bir an düşündü.” (Ömer Seyfettin; Bahar ve Kelebekler)
Cümle içinde özellikle belirtilmek istenen kelimelerden ve sözler tırnak içine alınır. Bazen tırnak işareti kullanmak yerine bu kelimeler koyu harflerle veya altı çizilerek de yazılabilir. Bunlar cümle değillerse küçük harfle başlarlar:
Birçoğu “edebiyat” kavramını yeni öğreniyordu.
Uzaklık ifade etmek için “ta” kullanılır.
Birçoğu edebiyat kavramını yeni öğreniyordu.
Uzaklık ifade etmek için ta kullanılır.
Kitap isimleri ve yazı başlıkları yazıda tırnak içinde gösterilir. Bunlardan sonra kesme işareti kullanılmaz; çünkü tırnak işareti aynı zamanda kesme işaretinin görevini de üstlenir:
Tanpınar’ın tek denemesi,”Beş Şehir”dir.
Faruk Nafiz, “Han Duvarları”nda, Anadolu coğrafyasını ve insanını en güzel şekilde anlatmıştır.
Kitabınızdaki “İmlâ Kuralları” konusuna bir göz atın.
10. TEK TIRNAK İŞARETİ ( ‘ ’ )
Doğrudan yapılan ve tırnak işareti ( “ ” ) içinde gösterilen sözlerin içinde başka bir alıntı söz daha varsa bu da tek tırnak işareti ( ‘ ’ ) içinde verilir:
Hasan: “Yolda Yücel’i gördüm, ‘Yarın sizin sınıfla maç yapalım.’ dedi”
Annesi kıza, “Kardeşini parka götür. Baban niçin geciktiğinizi sorarsa ‘Annem göndermedi’ dersin.” diye seslendi.
Edebiyat öğretmeni, “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı? dedi ve Faruk Nafiz’in bu güzel şiirini okudu.
Tek tırnak bir de dil yazılarında örnek olarak verilen kelimelerin anlamlarını göstermek için kullanılır:
Göktürk Anıtları’nda geçen bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, tüketi ‘tamamen’ gibi kelimeler artık kullanılmamaktadır.
11. yay ayraç ( ( ) )
Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgisi olmayan, yazının ve sözün aslında olmayıp, sonradan eklenmiş olan açıklayıcı kelimeleri ve söz gruplarını göstermek için kullanılır:
O tarihte (1980) henüz sen yoktun.
Türk edebiyatının üç kolu da (halk edebiyatı, divan edebiyatı, yeni Türk edebiyatı) büyük farklılıklar gösterir.
Sanatçının bu eseri hatıra (Anı demek daha doğru olur.) türünün en iyi örneklerindendir.
Türkçede bazı ekler (-yor, -ken, -leyin, -mtırak, -ki) büyük ünlü uyumu kuralına aykırıdır.
Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapatıldıklarn sonra yazılır:
Yunus Emre (1240?-1320)’nin
“yani” ile yapılan açıklamalar yay ayraç içine alınmaz.
Babasından, yani okumasında büyük emeği geçen insandan daha ne isteyebilirdi ki?
Sözün söylendiği anda olup biteni, konuşanın hareketlerini ve durumunu belirtmek için kullanılır. Özellikle tiyatro eserlerinde çokça kullanılır:
İhtiyar ─ (Yerinden doğrulur.) Şimdi ne olacak?
Kaymakam ─ (hiddetle) Ne olacak baba...Oğlunun katili ecnebi tebaasıymış...
Alıntıların yapıldığı eser ve yazar adı yay ayraç içinde verilir:
Asıl konuşan Hasan'dı, altı aydan beri susan Hasan... Durmadan, dinlenmeden, nefes almadan, yanakları sevincinden pembe pembe, dudakları titreyerek taze, gevrek, billûr sesiyle biteviye konuşuyordu. Aklına ne gelirse söylüyordu. Eskici hem çalışıyor, hem de, ara sıra "Ha! Ya? Öyle mi?" gibi dinlediğini bildiren sözlerle onu söyletiyordu; artık erişemeyeceği yurdunun bir deresini, bir rüzgârını, bir türküsünü dinliyormuş gibi hem zevkli, hem yaslı dinliyordu; geçmiş günleri, kaybettiği yerleri düşünerek benliği sarsıla sarsıla dinliyordu.
(Refik Halit Kara, Eskici)
Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için üç noktayla birlikte kullanılabilir
“(...) Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler... Ah hele kırmızı feraceler... Baharın yeşil çimenleri üzerinde, seyir yerlerinde kadınlar tıpkı birer gelincik çiçeği gibi parlarlardı. (...)” (Bahar ve Kelebekler; Ömer Seyfettin)
Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda soru işaretiyle birlikte yay ayraç kullanılır:
Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli...
Söze alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katmak için Ünlem işaretiyle birlikte kullanılır:
İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş.
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Enflasyonun nasıl düşeceğini bilmeyen ekonomi bilginlerimiz (!) var.
Gençliğinde 100 metreyi 10 saniyede koşarmış (!).
Yabancı kelimelerin okunuşları parantez içinde verilir:
Rousseau (Ruso) Fransız edebiyatında romantizmin önemli temsilcilerinden biridir.
İngiltere'de Lord Byron (Lord Bayron), Shelley (Şelli) ve Shakespeare (Şekspir) romantizmin kaynağı sayılırlar.
12. KÖŞELİ AYRAÇ ( [ ] )
Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda dışta köşeli, içte yay ayraç kullanılır:
Kütüphanemize Türk edebiyatı tarihi kitapları [En başta Resimli Türk Edebiyatı Tarihi (Nihat Sami Banarlı)] alınmalı.
Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır:
Yekta Bahir [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler.
Bilimsel çalışmalarda, metinde bulunmadığı hâlde araştırmacı tarafından tamamlanan kısımlar köşeli ayraç içinde verilir:
Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Küş-tegin ye[di yaşındakaldı...]
13. KISA ÇİZGİ ( - )
Satır sonunda, yer kalmadığı için yarım kalan kelimelerin bölünmüş olduğunu, yani devamının altta olduğunu göstermek için satır sonunda kullanılır. Bu görevde kullanılınca birleştirme çizgisi denir.:
O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, minimini yavru ağlıyor. Ses-
sizce, titreye titreye ağlıyor.
Birleşik kelimeler de tek kelime gibi telâffuz edilerek heceleme buna göre yapılır.
......................................................................................................................... ba-
şöğretmen Atatürk ............................................................................................ il-
kokuldayken ........................................................................................Karaosma-
noğlu’nun......................................................................................
Kelimeler satır sonunda ve başında bir tek harf kalacak şekilde bölünmez. Aşağıdaki gibi kullanımlar yanlıştır:
............................................................................................................................a-
rabayla ..............................................................................................................u-
çurtmamızın .................................................................................................cami-
i .....................................................................................................................niha-
î................................................
Doğruları şöyle olacaktır:
........................................................................................................................ara-
bayla ...........................................................................................................uçurt-
mamızın ...........................................................................................................ca-
mii .....................................................................................................................ni-
haî................................................
Özel isimlerde ve rakamlarda kesme işareti satır sonuna geliyorsa ve kesme işaretinden sonraki kısmın alt satıra geçmesi gerekiyorsa bu durumda kısa çizgi kullanılmaz:
................................................................................................ Geçen yıl Ankara’
daki akrabalarımıza ....................................................................................1996’
da .................................................
Gırtlak ünsüzü için kesme kullanılan kelimelerde kesmeli heceler satır sonuna getirilmez.
......................................................................................................................meş’-
aleyi değil .........................................................meş’a-
leyi olacak ........................................................... kur’-
adan değil ..........................................................kur’a-
dan. olacak
“de” ve “ki” bağlacı ile “mi” soru ekinden önceki kelime satır sonunda kalıyor da bu ek ve bağlaçlar alt satıra iniyorlarsa araya (satır sonuna) kısa çizgi konmaz:
......................................................................................................... önünde kitap
da yoktu ................................................................................................... gördüm
ki söylüyorum ........................................................................................ geçen yıl
mı kazanmış?
Özgün imlâsıyla yazılan yabancı kelimeler satır sonunda kendi dillerinin kurallarına göre bölünür.
Cümle içindeki arasöz ve ara cümlelerin başına ve sonuna konur:
Bütün bebekler –Zeynep hariç- çoktan uykuya dalmışlardı.
Sizinle ilgili her şeyi –gördüğüm ve bildiğim her şeyi- mutlaka yazacağım.
Bu çocuk –sizi temin ederim ki- ilerde büyük adam olacak.
Bir olayın başlangıç ve bitiş tarihleri arasına konur:
İkinci dünya savaşı (1939-1945) tam altı yıl sürmüştür.
09.30-10.30
Bazı terimlerle kuruluş adlarında kullanılır:
isim-fiil, zarf-fiil, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi...
Birbiriyle ilgi kurulan iki isim arasında kullanılır:
Türk-Yunan ilişkileri.
Sivas-Ankara arası trenle yüz yıldır 12 saatte gidiliyor.
Türkçe-Fransızca sözlük
Ural-Altay dil grubu
Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması
Soy-dil-din üçgeni...
2000-2001 öğretim yılı...
Rakamlar arasında kullanılarak ila anlamı verir:
3-4 kişi
19-20 yaşlarında
1-7 Aralık 2000 tarihleri arasında
Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır:
458-54=404
Adreslerde semt ile şehir ismi arasına konur:
Demirlibahçe-ANKARA
Dil bilgisinde fiil kök ve gövdelerini ifade etmede, kelimeleri eklerine ayırmada, ekleri tek başına göstermede ve kelimeleri hecelemede kullanılır:
oku-, yaz-, gönder-, sevindir-; yaz-dı-k, yol-cu-luk, -de, -i, -ki, ge-le-bi-li-rim
Bazı yabancı kelimelerde kullanılır:
Sainte-Beuve, by-pass, check-up...
g. Bilimsel yazılarda, Arapça ve Farsça tamlamalarda ve bazı ibarelerde kullanılır:
Servet-i Fünun, Divanı, Lûgati’t-türk, Aşk-ı Memnu, bülbül-i şeydâ, âteş-perest, vatan-perver, bilâ-ücret, bî-çâre, hokka-bâz, nâ-mağûb...
14. UZUN ÇİZGİ ( ─ )
Karşılıklı konuşmalarda konuşmanın ve konuşmacının değiştiğini belirtmek için cümlelerin başında (satır başında) kullanılır. Konuşma çizgisi de denir.
Şinasi Halil Bey'e baktı ve:
─Bu mektup sana, dedi.
─Bana mı, kimden?
─Evden olacak!
─Evden? Ne münasebet?
Şinasi Bey mektubu aldı. Saide'nin yazısı ile şu satırları okudu:
...
Büyük nine sordu:
─Okuduğun ne, kızım?
─Bir roman.
─Neden bahsediyor?
─Hiç.
Büyük nine tekrar daldı.
Oyunlarda uzun çizgi, konuşanın adından sonra da konabilir:
Büyük nine ─ Okuduğun ne, kızım?
Kız ─ Bir roman.
Büyük nine ─ Neden bahsediyor?
Kız ─ Hiç.
Büyük nine tekrar daldı.
Konuşmalar tırnak içinde verildiği zaman konuşma çizgisi kullanılmaz.
15. Eğİk Çİzgİ ( / )
Şiirlerden alıntı yapıldığında, yan yana yazılan mısraları ayırmak için kullanılır:
Yüzükoyun yatma diyor annem / Yatar mıyım hiç, / İster miyim / Yüzümün / Koyun olduğunu? (FHD)
Adreslerde apartman ve daire numaralarıyla semt ve şehir isimleri arasına konur:
Altay Sokağı, Nu: 21/6
Kurtuluş/ANKARA
Dil bilgisinde eklerin ünlü ve ünsüz uyumlarına göre aldıkları farklı şekillerini göstermek için kullanılır:
-a / -e, -an / -en, -madan / -meden, -dı / -di / -du / -dü / -tı / -ti / -tu / -tü
Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:
125/5=25
Bilgisayar ve internet dilinde eğik çizgi olarak //, / ve \ işaretleri kullanılmaktadır.
16. Denden işareti ( " )
Bir yazıdaki maddelerin sırlanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır.
a. Etken fiil
b. Edilgen "
c. İşteş "
d. Dönüşlü "
EDEBİYAT DERSİMİZ
Öğrencilerin edebiyat dersiyle ilgili kaynak ve sorulara ulaşabilmesini amaç edindik. Katkılarınızla zaman içinde zengin içerikli bir blog halini alacağımızı umuyorum.
- 10. SINIFLAR DLA YAZILI SORULARI (12)
- 10. SINIFLAR TE YAZILI SORULARI (9)
- 100 TEMEL ESER (1)
- 11. SINIFLAR DLA YAZILI SORULARI (9)
- 11. SINIFLAR TE YAZILI SORULARI (7)
- 12. SINIFLAR DİL VE ANLATIM (1)
- 12. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI (2)
- ANADOLU DIŞI İLK İSLAMİ ESERLER (4)
- ANADOLU NOTLARI- REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1)
- ANLATIM BOZUKLUKLARI (1)
- CÜMLEDE ANLAM (1)
- EDEBİ AKIMLAR (15)
- EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ (1)
- EDEBİYATIMIZDA İLKLER (1)
- EN ÇOK OKUNAN KİTAPLAR (1)
- İMLA KURALLARI (1)
- KASİDE (2)
- NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (1)
- NAZIM ŞEKİLLERİNE ÖRNEKLER (7)
- NOKTALAMA İMLERİ (1)
- ROMAN ÖYKÜ İNCELEME (1)
- RUBAİLER (1)
- SERVET-İ FÜNUN ROMAN VE HİKAYECİLİĞİ (1)
- SES OLAYLARI (1)
- SORUMLULUK SINAVI (4)
- SÖZ SANATLARI (2)
- SÖZCÜK TÜRLERİ (8)
- SÖZCÜKTE ANLAM (1)
- ŞİİR - ABDURRAHİM KARAKOÇ (1)
- ŞİİR - ADNAN YÜCAL (1)
- ŞİİR - AHMET ARİF (5)
- ŞİİR - AHMET HAMDİ TANPINAR (1)
- ŞİİR - AHMET KUTSİ TECER (2)
- ŞİİR - AHMET MUHİP DIRANAS (2)
- ŞİİR - CAHİT SITKI TARANCI (2)
- ŞİİR - CAN YÜCEL (2)
- ŞİİR BİLGİSİ (1)
- ŞİİRLER - ARİF NİHAT ASYA (1)
- ŞİİRLER - BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1)
- ŞİİRLER - BEHÇET NECATİGİL (1)
- ŞİİRLER - CAHİT KÜLEBİ (3)
- ŞİİRLER - ATİLLA İLHAN (4)
- ŞİİRLER - CAHİT SITKI TARANCI (4)
- ŞİİRLER - CEMAL SÜREYYA (3)
- ŞİİRLER - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (2)
- ŞİİRLER - MELİH CE3VDET ANDAY (2)
- ŞİİRLER - NAZIM HİKMET (8)
- ŞİİRLER - NECİP FAZIL KISAKÜREK (2)
- ŞİİRLER - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN (1)
- ŞİİRLER - YAHYA KEMAL BEYATLI (3)
- ŞİİRLER - YILMAZ ERDOĞAN (1)
- ŞİİRLER - ZİYA OSMAN SABA (1)
- TERİMLER (3)
- TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ (1)
19.01.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder